YUVARLAK MASA-BILDERBERG

ŞEBEKESİ

Yazan: David Icke


Yeni araştırmacıların, Illuminati şebekesinin ilk bölümlerinden biri olarak keşfettiği kısmı da, Yuvarlak Masa isimli İngiliz-asıllı gizli örgüte bağlanan organizasyonlar grubudur.

Bu grup, Bilderberg Grubu, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Kuruluşu, Dış İlişkiler Konseyi, Üçlü Komisyon, ve Roma Klubü isimli organizasyonlardan oluşmaktadır. Bak..Resim:

Bu şebeke, Illuminati’yi en güçlü şekilde ifade edebilecek olan şebeke değildir. Illuminati ağı içerisinde birçok seçkin grup vardır, fakat bu “Yuvarlak Masa” organizasyonları, Illuminati Planı’nın gündelik politik, ekonomik, iş dünyası, ordu (özellikle NATO), eğitim ve diğer tüm alanlardaki beyin yıkamalarında anahtar rolü oynamaktadır.

Bunlarla ilgili birçok ayrıntıyı, “En Büyük Sır” ve “..ve gerçek seni özgür kılacak” isimli kitaplarımda okuyabilirsiniz. Ama kısaca açıklamak gerekirse, bu şebeke, Dünya gezegeninin merkezi kontrolünü içeren Illuminati Planı’nı, 20. yüzyıl geçerken daha da ileriye ve öteye taşımak için yaratılmıştı.

Yuvarlak Masa, 19. yüzyılın son zamanlarında Londra’da (Illuminati’nin faal merkezi) yaratılmıştı. İlk resmi lideri, Güney Amerika’yı acımasızca idare etmiş olan ve bu toprakları siyah insanların elinden alan, Cecil Rhodes idi. Teoriye göre, şu anda siyah insanlar Afrika’daki politik kontrolü ellerinde bulundurmalarına rağmen, esas kararlar, hâlâ daha, siyah başkan ve lider kuklaları aracılığı ile Avrupalı ve Amerikalı seçkinler tarafından verilmektedir. “Bağımsızlık” bir hayaldir.

Rhodes, bir kabileyi diğer kabileye karşı oynatmıştı ta ki tümü birbirlerini savaşta yokedene ve böylece Rhodes ve İngiliz’in yönetimi devralmasını sağlayana dek. Bu, hâlâ daha, günümüzde Afrika’da sürmekte olan çatışmalarda aynen olmaktadır (bunlarla ilgili detaylı yazıları websitesinde bulabilirsiniz). Rhodes,Yuvarlak Masa’nın amacının İngiltere tarafından (İngiltere merkezli Illuminati tarafından) kontrol edilen bir Dünya Hükümeti kurmak olduğunu söylemişti.

1902’de öldüğünde, parasını, kendi vasiyeti üzerine, “Rhodes Bursları” parasal kaynağını oluşturmaya bırakmıştı. “Rhodes Bursları”, dış ülkelerden gelen öğrencilerin Oxford Üniversitesi’nde  -Illuminati’nin “eğitimsel” beyin-yıkama merkezinde- eğitim görebilmeleri için onların masraflarını karşılayan bir programdır. Ülkelerine dönüp de politika, ekonomi ve medya gücünü elinde tutan konumlara yerleşen “Rhodes Mezunları” ile diğer genel öğrenci nüfusu arasında dağlar kadar fark vardır. Onlar, Illuminati temsilcileri olarak görev yaparlar. Bugün, dünyadaki en meşhur Rhodes Mezunu, iki-defalık Amerika Başkanı Bill Clinton’dur. Fakat, Rhodes Yuvarlak Masa’nın resmi öncüsü olmasına rağmen, esas sermayeyi sağlayan ve kontrol edenler, birçok global komplonun merkezinde yer almış olan bankacılık hanedanı Rothschild Ailesi idi. Bu Yahudi-karşıtı bir işaret değildir çünkü Rothschildlar Yahudi olduklarını iddia etmektedirler. Yahudi insanları herkesten fazla sömüren ve onların beynini yıkayan da Rothschildlar’dan başkası değildir!! (Bak: Hitler bir Rothschild mıydı? Makalesi.)

Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında, Yuvarlak Masa’nın ABD ve İngiltere’deki gizli seçkinleri, kendi hükümetlerinin savaş konseylerindeki başrole sahip kişilerdi.. Belgelerle de ispatlanabileceği gibi, bu kişiler global çatışmaya yol açacak olayları yaratmak için beraber çalışmışlardı. Problemi-yarat-sonra-çözümü-sun teknikleri sayesinde, global statükoyu bu savaşla yoketmek ve böylece dünyayı, savaş bittikten sonra, kendi Planlarının öngördüğü imaja göre yeniden çizme şansını yakalamak istiyorlardı. Ve bunu da aynen yaptılar.

Savaştan sonra, dünyadaki güç, savaştan öncesine göre, daha da az birkaç kişinin eline verilmiş ve indirgenmişti, ve bunu yine kendilerinin yarattığı İkinci Dünya Savaşı ile de daha öteye götürüp geliştirdiler. Bu durum, bugüne dek sürdü, ve aslında, her geçen dakika daha da hız kazanmaktadır.

1919 yılında, Paris yakınlarında, Versailles Barış Konferansı’nda biraraya gelen Amerika ve İngiltere’den Yuvarlak Masa’nın seçkinleri, Alfred Milner, Edward Mandel House, ve Bernard Baruch gibi şahıslar, kendi ülkelerini temsilen toplantılara atandılar ve aslında kendilerinin yarattığı savaşın sonucu olarak, dünyanın nasıl değişeceğini karar vermeye başladılar. Almanya’yı ödenilmesi imkansız tazminatlara tabi tuttular, ve böylece savaş-öncesi Weimar Cumhuriyeti’nin, inanılmaz bir ekonomik çöküntü arasında, kalıp yıkılmasını garanti altına aldılar. Tüm bunların getirdiği sonuç ise “gayet rastlantısal” olarak Hitler’in gücü eline geçirmesi oldu. (Bak…’Hitler bir Rotschild mıydı?’ Makalesi) Ayrıca, Illuminati’nin Yuvarlak Masa üyeleri, Paris’te Hotel Majestic’teyken, Bilderberg(Bil)-Dış İlişkiler Konseyi(DİK)-Kraliyet Uluslararası İlişkiler Kuruluşu(KUİK)-Üçlü Komisyon(ÜK) şebekesini oluşturma işlemlerine başladılar. Buna ek olarak, Versailles’da karar verdiler ki Filistin’de bir Yahudi anavatanının yaratılmasını destekleyeceklerdi. Kitaplarımda da gösterdiğim gibi, bu üyelerin her biri ya Rothschild soyundan gelmekteydi ya da onlar tarafından kontrol edilmekteydi.

   Versailles Barış Konferansı’ndaki, Amerikan Başkanı Woodrow Wilson, Rothschild klonları ve ABD Yuvarlak Masa öncüleri Colonel House ve Bernard Baruch tarafından “önerilmişti”; İngiltere Başbakanı Lloyd George, Rothschild çalışanı ve Yuvarlak Masa lideri Alfred Milner ve Rothschild hanedanının kurucusu Mayer Amschel Rothschild’ın torunu Sir Phillip Sassoon tarafından “önerilmişti”; Fransız lider Georges Clemenceau, gerçek ismi Jeroboam Rothschild olan kendi İçişleri Bakanı Georges Mandel tarafından “önerilmişti”.

Burada kararları kimin verdiğini sanıyorsunuz ??

Hotel Majestic’teki gizli toplantılarının sonucu olarak, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Kuruluşu Londra’da 1920 yılında, Dış İlişkiler Konseyi 1921 yılında, ve bunları takip eden Bilderberg Grubu (1954), Roma Klubü (1968) ve Üçlü Komisyon (1973) kuruldu. Tüm bu organizasyonlar, Rothschild’lar, Rockefeller’ler ve Illuminati’nin daha yüksek güçlerine çalışan Henry Kissinger gibi önde gelen beyin-yıkayıcılar tarafından idare edildi ve edilmektedir.

Bu organizasyonların, üyeleri arasında global politika, iş dünyası, bankacılık, medya, “eğitim” ve diğer alanlardaki en yüksek mevkili insanlar bulunmaktadır. Bunlar, görünüşte bağlantısız ülkeler, politik partiler ve kuruluşlar aracılığı ile, halkların bilgisi dışında, ayni global siyasetleri, planlı bir şekilde düzenleyen kanallardır. Malta Şövalyeleri, Masonlar gibi diğer gizli örgütlerin yüksek konumları da, bu Yuvarlak Masa ağına bağlanır.


Üçlü Komisyon:

“…Amerika Birleşik Devletleri’nin siyasi hükümetinin kontrolünü zaptederek, uluslararası ticari ve bankacılık çıkarlar birliğini oluşturan bir araç.”

Barry Goldwater



Link URL for websites
http://www.davidicke.com/turkey/icke/articles3/rd-table-tr.shtml
Turkish Article Menu

Feel free to post this page URL anywhere!

Copyright(c) David Icke- Bridge of Love Publications
Permission granted to distribute this article freely in free-to-the-public media and publications

Other requests should be directed to Royal Adams Bridge of Love USA





Compton’un Online Ansiklopedisi’nden

House, Edward Mandell (1858-1938),

 

ABD siyasi lideri. Houston, Texas’ta doğdu; Başkan Wilson’un gizli dış temsilcisi; 1919 Amerikan Barış Komisyonu üyesi.

 

Milner, Alfred, Viscount (1854-1925),

 

İngiliz devlet adamı ve koloni idarecisi; Güney Afrika’da 1897-1905 arasında, İngiliz yönetiminin temellerini kurduğu dönemde, yaptığı Yüksek Komiserlik görevi ile ün yaptı; Muhafazakâr ve Emperyalist, 1909’daki ünlü Lloyd George bütçesine karşı çıktı, ama 1916’da Koalisyon Bakanlar Kurulu’na katıldı ve Lloyd George haricinde, iç savaş aktivitelerinden en büyük kârı elde etti; 1919’da koloniler için Dışişleri Bakanı oldu.

 

BARUCH, Bernard

 

(1807-1965). Kamuoyuna fazla yansıtılmasa da, Bernard Baruch 40 yılı aşkın bir süredir ekonomik konularda Amerikan başkanlarına danışmanlık yapmıştır. Genç yaşta yatırımlardan para yapma yeteneği belirginleşmiştir.

 

Bernard Mannes Baruch 19 Ağustos 1870’de, Camden, Güney Karolina’da doğdu. Ailesi 1881’de New York kentine taşındı, ve orada City College’e kaydoldu ve 19 yaşında mezun oldu. 1890’da küçük bir büro çalışanı olarak küçük bir New York kenti komisyonculuk işyerinde iş aldı. 1897’de bir şirkettin hisselerinin 1/8’ini satın aldı. Annie Griffin ile evlendi; üç çocukları oldu.

 

Baruch, New York Borsası’nda yer edindi ve birkaç yıl içerisinde bir milyoner oldu. 1903’te kendi şirketini kurdu. Başka herhangi bir ekonomik grupla işbirliği yapmayı sürekli reddetmesi ile “Wall Street’in yalnız kurdu” ünvanını kazandı.

 

Baruch, 1912’deki Başkanlık seçimlerinde Woodrow Wilson’u destekledi. 1916’da Wilson tarafından, Ulusal Savunma Konseyi’nin danışmanlık kuruluna atandı. 1918’te Savaş Endüstrileri Kurumu’nun başkanı oldu.

 

Cecil Rhodes

 

(1853-1902). Güney Afrika her zaman zenginlik ve güç arayan insanları kendine çekmiştir. 1880ler ve 1890larda Cecil Rhodes ikisini de buldu. Elmaslar ve altınlar üzerinden bir servet kazandı. İngiliz kolonisi Ümit Burnu başbakanı olduğu gibi, ayrıca tüm Güney Afrika’nın sanal diktatörü idi. Rhodes’un hedefleri kendi için değil yurdu İngiltere içindi. Kuzey ve Güney Rhodesia’yı (şimdiki Zambia ve Zimbabwe) İngiliz Krallığı’na kattı.

 

Cecil John Rhodes, 5 Temmuz 1853’te, Bishop’s Stortford, İngiltere’de doğdu. 17 yaşında, verem nedeni ile Oxford Üniversitesi’ne kaydolması engellendi. Güney Afrika’ya gitti ve yeni keşfedilmiş Kimberley elmas tarlalarının getirdiği heyecana katıldı. Birkaç ay içerisinde, bir servet kazandı. Aktif hayat, yeniden sağlığa kavuşmasını sağladı ve eğitimine devam etti. 8 yıl boyunca, Oxford’daki eğitimi ve Güney Afrika’daki işi arasında mekik dokudu. 1881’de, mezun olmadan hemen önce, Cape Kolonisi’ndeki meclise seçildi ve üye oldu. 1890’da ayni koloninin başbakanı oldu.

 

Rhodes, ayrıca altın ve elmas tarlalarına sahip birçok büyük şirketin kontrolünü de elinde bulundurdu.1893’de, Matabele kabilesine karşı verdiği savaşta, kabileyi ve kral Lobengula’yı mağlup etti. Bu arada siyasi rakibi, Boers isimli Hollandalı yerlilerin lideri ve Transval Cumhuriyeti başkanı olan Paul Kruger’e karşı entrikalar çevirdi. 1895’te, Rhodes’un arkadaşı Leander Jameson, Boer hükümetini devirmek amacıyla Transval’a saldırdı. Saldırı başarısız sonuçlandı. Rhodes, başbakanlıktan ve İngiliz Güney Afrika Şirketi’nin yöneticiliğinden istifa edilmeye zorlandı.

 

Rhodes, Matabeleland’a döndü ve oranın doğal kaynaklarını geliştirmeyi amaçladı. Kısa bir süre içerisinde, devlet adamlığı özelliğini gösterebilme şansını yakaladı. Bölgede yaşayan kabile halkı ayaklandı ve bu ayaklanma bastırılamadı. Rhodes kabile şefleri ile konuştu, onların sıkıntılarını dinledi ve huzur sözü verdi. 1898’de Rhodes yine Cape Koloni meclisine seçildi. 1899-1902 arasında gerçekleşen Boer Savaşı başladığından itibaren tekrar eski gücünü kazanmaya başladı. Kimberley bölgesinin savunmasında yer aldı, ama sağlığı hasar gördü ve 26 Mart 1902’de Muizenberg’de öldü.

 

Rhodes’un Güney Afrika Birliği rüyası 1910’da gerçek oldu. Kap Şehri’ndeki ikametgâhını Groote Schuur’a devretti, ve bu ikametgâh, şimdi Cumhuriyet olan o zamanın Birliği’nde görev alan başbakanların evi oldu. Kap Şehri Üniversitesi de ayni zamanda Rhodes’un Groote Schuur yerleşkesinde bulunmaktadır.

 

Rhodes Bursları

 

Rhodes, servetinin büyük bir bölümünü, Oxford Universitesi’ne, burs programı kurmaları için bıraktı. Yaklaşık olarak her sene 70 burs verilmektedir. Her burs 2 yıllıktır. Bursun önceleri sağladığı maddi kaynak olan 300 sterling, senede 2600 sterling’e artırılmıştır.

 

Rhodes burslarına seçilenler Almanya, ABD ve İngiliz Milletler Topluluğu’ndan öğrencilerdir. 1976 yılına dek yalnızca erkekler başvurabilirdi. ABD’de her yıl 32 burs verilmektedir. Her 8 bölgeye 4er tane burs gitmektedir. Başvuranlar 18-24 yaş arasında olmalı ve tanınmış bir kolej veya üniversiteden bir dereceye sahip olmalıdır. Her okul 5 kadar öğrenci atayabilir. Ve bu okullardan eyalet seçim komiteleri 2 aday seçer. Burslar, liderlik, okul başarısı, açık hava sporsal faaliyetlerinde başarı ve mülakatlara göre verilmektedir. Burs kazananlar Oxford’a herhangi bir çalışma programını seçebilir. Bazı durumlarda, mezuniyet-sonrası programlar için burslar bir üçüncü sene süresince uzatılabilir.

 

ROTHSCHILD FAMILY

 

19. yüzyılın büyük bir çoğunluğunda, Rothschild Ailesi, bir Yahudi bankacılar ailesi, Avrupa’nın para marketlerini yönetti. Birçok Avrupa milleti, borçlarını, savaş tazminatlarını ödemek veya barış projelerini finanse etmek için Rothschild’lardan para borçlandı. Ailenin ismi, yani Rothschild ismi, bir atalarının dükkanının işareti olarak kullandığı kırmızı bir kalkandan (a red shield) (almancada rothen schilde) gelmektedir.

 

Mayer Amschel Rothschild (1744-1812) aile servetinin kurucularından olmuştur. Almanya’nın Frankfurt-am-Main’deki Yahudi bölgesinde doğmuştur. Bir tüccar oldu ve dövizcilik gibi birkaç bankacılık servisinde bulundu. Nadir madeni para uzmanı olan Mayer Amschel Rothschild pek çok zengin eve katılabilme şerefine erişti, özellikle de seçme hakkına sahip olan William of Hesse-Kassel’in evine girebilecek ayrıcalığa sahip olması önemliydi. Kısa sürede, seçme hakkına sahip bu şahısın başlıca ekonomik işleri ile uğraşmaya başladı. Mayer Amschel Rothschild 5 oğlunu da aile işinde çalışmak üzere yetiştirdi.

 

Rothschild’lar uluslararası bankacılar olarak ün kazanmalarını, Napolyon Savaşları’na borçludurlar. Mayer Amschel’in üçüncü oğlu, Nathan Mayer (1777-1836), 1800 civarlarında İngiltere’ye gitti ve Napolyon’un kuşatması sırasında İngiltere için eşyalar kaçırdı. Kardeşlerinin yardımı ile, Nathan Mayer ayrıca İspanya’daki İngiliz ordusunu finanse etmek amacıyla Fransa’dan altın da taşıdı. Bu çabaları, Nathan’a İngiliz Hazinesi’nin temsilcisi ünvanını kazandırdı. Savaşın sonunda, Rothschild Ailesi Fransa ve Avusturya’ya borç vermekle yükümlüydü.

 

Nathan’ın erkek kardeşi Jacob, ya da James (1792-1868), Paris, Fransa’da bir banka kurdu, ve onun kardeşi Salomon Mayer ise (1774-1855) Viyana, Avusturya’da bir banka kurdu. Naples, İtalya’daki bir diğer banka, başka bir erkek kardeş Karl Mayer (1788-1855) tarafından kuruldu, tutunamadı ve 1861 civarında kapatıldı. En yaşlı kardeş, Amschel Mayer (1773-1855), Frankfurt’taki ekonomik işlerden sorumlu olarak kaldı.

 

Rothschild Ailesi, Avrupa ve Amerika’da trenyolları finanse etti ve ABD’de isteyenlere borç alma imkanı sağladı. Nathan Mayer’in oğlu Lionel Nathan (1808-79) 1875’te Süveyş Kanalı’nın kontrolünü satın alması için Başbakan Benjamin Disraeli tarafından kullanılmak üzere İngiltere’ye borç verdi. Lionel Nathan İngiliz meclisi’ne seçilen ilk Yahudiydi, ve onun oğlu Nathan Mayer (1840-1915) ilk Baron Rothschild oldu.

 

Rothschild’lar birçok onur ve ünvan elde ettiler. İngiliz ve Fransız ailelerinin üyeleri olanlar ise –şimdi kalan tek üyeler Nazilerin Avusturya evini işgal etmesinden sonra bankacılıkla uğraşmakta olanlardır – kendilerini bilimadamı ve hayırsever olarak tanıtmışlardır.

 

LLOYD GEORGE, David

 

(1863-1945). 17 yaşındayken, sıska güçsüz bir Galli, İngiliz Parlamentosu’nu ziyaret etti. Ondan sonra, günlüğüne politik bir kariyer yapmak için sahip olduğu umutlarını yazdı. Galli, David Lloyd George, zamanla, İngiltere’ye 1.Dünya Savaşı sırasında Almanya’ya karşı aldığı zaferi getiren başbakan oldu.

 

David George, Galli babası William George’un öğretmenlik yaptığı, Manchester, İngiltere’de 17 Ocak 1863’te doğdu. Babası 1864 Haziran’ında öldü. Kısa süre sonra, aile Galler ülkesine geri döndü. David, köy ayakkabı tamircisi olan amcası Richard Lloyd tarafından eğitildi. Onun sorumluluğu altında, çocuk David, Lloyd ismini aldı. 14 yaşında hukuk çalışmaya başlamıştı bile ve 21 yaşında müşavir olarak stajerlik yapmaya kabul olundu. 1890’da bir Liberal olarak, Galler’in Caernarvon kasabasından, Parlamento’ya seçildi. “Küçük Harika Galli” Parlamento’da 55 yıl sürecek olan yerini aldı.

 

CLEMENCEAU, Georges

 

(1841-1929). 1917’de, Birinci Dünya Savaşı sona ermek üzereyken, Georges Clemenceau Fransa’nın başbakanı olmayı kabul etti. Ülkesi savaşı kaybetmekteydi; ama 77 yaşındaki başbakan, halkını zafer ile tanıştırdı. Savaştan sonra barış konferansı’nda da yerini aldı.

 

Clemenceau, Fransız askeri sırlarını Almanya’ya satmakla suçlanan Kaptan Alfred Dreyfus’a yardım etmek amacıyla, L’Aurore isimli günlük gazeteyi çıkardı. Ve Emile Zola’nın, Dreyfus’u savunan, ünlü ‘J’Accuse’ (I Accuse: Suçlarım) makalesi bu gazetede, 1898 yılında, yayınlandı. 1913 yılında Clemenceau L’Homme libre’yi (Özgür İnsan) kurdu ve Almanya ile çıkması olası bir savaş konusunda insanları uyardı. 1914 yılında bu gazete yavaşca sömürülmeye başladı ama tekrardan L’Homme enchaine (Zincire Vurulmuş İnsan) olarak yeniden ortaya çıktı.

 

1919’da, barış konferansı’nda bulunduğu sıralarda, Clemenceau bir anarşist tarafından yaralandı. 1922’de ABD’yi turladı ve Avrupa ile işbirliğinin gerekli olduğu mesajını verdi. 24 Kasım 1929’da Paris’te ölene dek yazmaya devam etti.